ger

listen to the pronunciation of ger
Türkçe - İngilizce
{f} strained

His weight strained the rope. - Onun ağırlığı ipi gerdi.

Their marriage has been strained lately because of financial problems. - Mali sıkıntılar nedeniyle evlilikleri son zamanlarda gerildi.

stretch out
{f} stretch

Dad stretched after dinner. - Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.

Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs. - Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.

{f} tense

Tom's meeting with his boss was very tense. - Tom'un patronuyla buluşması gerilimli idi.

What Jane said made the atmosphere less tense. - Jane'in söylediği ortamı daha az gerdi.

{f} straining
{f} tensed

Relax. You're all tensed up. - Rahatlayın. Hepiniz gerginsiniz.

{f} strain

Tom has been under a lot of strain recently. - Tom son zamanlarda çok fazla gergin.

The atmosphere became strained when he came. - O geldiğinde ortam gerginleşti.

{f} stretched

Dad stretched after dinner. - Babam akşam yemeğinden sonra gerindi.

My father stretched after dinner. - Babam akşam yemeğinden sonra gerildi.

tense up
recover

Though the doctor did his best, the patient's recovery was slow. - Doktor elinden geleni yapmasına rağmen hastanın iyileşmesi yavaş gerçekleşti.

Tom has completely recovered and can go back to work. - Tom tamamen iyileşti ve işe geri dönebilir.

yoğunlaşma izi: bazı şartlar altında uçuş halindeki bir füze veya diğer araç ger
(Askeri) condensation trail
İngilizce - İngilizce
v do [ON gera]
in the Torah, the term applied to the resident non-Israelite who could no longer count on the protection of his erstwhile tribe or society (language=Ivrit) ["A Modern Commentary," Rabbi Gunther Plaut]
form of a verb which acts as a noun (Grammar)
Traditional housing of the Mongolians A round, felt tent Especially in the countryside this is the most comen housing
German
gerund
Léger
French artist. An early cubist who worked in bright flat colors, Léger incorporated industrial and mechanical images into his work
İngilizce - Türkçe
İskeleti tahtadan ve kalın maddelerden oluşan,kolayca inşa edilebilen ve atla bile taşınabilen at şeklinde çadır ev

Mongolian nomads live in gers.