He is the first national politician to be named in a widening corruption scandal.
- O, genişleyen bir rüşvet skandalıyla ithaf edilen ilk ulusal siyasetçi.
The business has expanded by 50% this year.
- İş bu yıl % 50 oranında genişlemiştir.
University education is designed to expand your knowledge.
- Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.
The workers are expanding the road.
- İşçiler yolu genişletiyor.