general course of conduct; behavior

listen to the pronunciation of general course of conduct; behavior
İngilizce - Türkçe
kuralları genel ders; davranış
conversation
konuşma

Amerika'ya gideceksen, İngilizce konuşmaları öğrenerek daha iyi edersin. - If you are to go to America, you had better learn English conversation.

Annenle Şangayca konuştuğun zaman sadece çok az kelime anlayabiliyorum, bu yüzden de konuşmaya katılamayacağım. - When you speak Shanghainese with your mum, I only understand a few words, so I can't join in the conversation.

conversation
sohbet

Onunla uzun bir sohbet ettim. - I had a long conversation with her.

Bu sohbet hiçbir zaman olmadı. - Hangi sohbet? - This conversation never occurred. - What conversation?

conversation
muhabbet

Komşumla ilginç bir muhabbet ettim. - I had an interesting conversation with my neighbor.

conversation
{i} söyleşi
conversation
{i} cinsel birleşme
conversation
{i} görüşme

Ben sadece biz gitmeden önce Tom'la hızlı bir görüşme yapmak istiyorum. - I'd just like to have a quick conversation with Tom before we leave.

Fadıl her iki tarafın da telefon görüşmesine kulak misafiri oldu. - Fadil overheard both sides of the phone conversation.

conversation
laf
conversation
karşılıklı konuşma
conversation
iletişim

Sosyal ilişkiler iletişimi etkiler. - Social relationships influence conversations.

Ortam iletişimi etkiler. - The setting influences the conversation.

conversation
conversation piece dikkati çeken ve kendisinden bahsettiren herhangi bir şey
conversation
muhavere mükâleme
İngilizce - İngilizce
conversation
general course of conduct; behavior