Bats usually fly in the dark.
- Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.
What time do you usually get up?
- Genellikle saat kaçta kalkarsın?
Korean food is generally very hot.
- Kore yemekleri genellikle sıcaktır.
We generally drink tea after a meal.
- Bir yemekten sonra, biz genellikle çay içeriz.
People in general are against the new law.
- İnsanlar genellikle yeni yasaya karşı.
In general, people were against the consumption tax.
- Genellikle insanlar tüketim vergisine karşıdırlar.
Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
- Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar.
Tom typically plays as a rogue. This is his first time playing as a wizard.
- Tom genellikle bir dolandırıcı olarak oynar.Bu onun sihirbaz olarak oynadığı ilk zamandır.
An SUV typically uses more gas than a car.
- Bir arazi aracı genellikle bir arabadan daha fazla benzin kullanır.
Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
- Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
Antibiotics are commonly enzymatic inhibitors.
- Antibiyotikler genellikle enzimatik inhibitörlerdir.
By and large, your idea is a good one.
- Genellikle senin fikrin iyi bir fikir.
The shops are for the most part closed at ten o'clock.
- Dükkanlar genellikle saat onda kapalıdır.
Lightning normally accompanies thunder.
- Şimşek genellikle gök gürültüsüne eşlik eder.
A sentence normally has a subject and a verb.
- Bir cümlenin genellikle öznesi ve yüklemi vardır.
On the whole, the Japanese are conservative.
- Genellikle Japonlar muhafazakardır.
On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.
- İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil.
As a rule we have much rain in June in Japan.
- Genellikle Japonya'da haziran ayında fazla yağmur vardır.
As a rule, our English teacher gives a lot of homework.
- İngilizce öğretmenimiz genellikle çok ödev verir.
The committee is composed chiefly of professors.
- Komite genellikle profesörlerden oluşmaktadır.
The accident was caused chiefly by the unpredictable weather.
- Genellikle öngörülemeyen hava tarafından kazaya sebep olundu.
As a rule, I don't drink.
- Genellikle içki içmem.
As a rule I get up at six o'clock, but yesterday morning I got up at eight.
- Genellikle saat altıda kalkarım, fakat dün sabah sekizde kalktım.