Biz genellikle bir öğünden sonra çay içeriz.
- We generally drink tea after a meal.
İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi.
- The labor unions had been threatening the government with a general strike.
Kistik fibrozis, kalıtsal bir hastalıktır.
- Cystic fibrosis is a genetic disease.
Bu hayvanın, bazı kalıtsal sorunları varmış gibi görünüyor.
- There seems to be some genetic problem with this animal.
Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur.
- Genes consist of a specific sequence of DNA.
Genlerin kendilerini nasıl ifade ettiklerini kontrol altına alabilecek yeni teknolojiler geliştiriliyor.
- New technologies are being developed that will be able to control how genes express themselves.
People in general are against the new law.
- İnsanlar genellikle yeni yasaya karşı.
In general, people were against the consumption tax.
- Genellikle insanlar tüketim vergisine karşıdırlar.
Gilbert is late yet again.
- Gilbert gene geç kaldı.
Tom isn't up yet. He usually stays in bed until 7:30.
- Tom henüz kalkmadı. O genellikle 7.30'a kadar yatakta kalır.
Tom and Mary argue a lot, but they still get along quite well together.
- Tom ve Mary çok tartışırlar ama yine de birlikte oldukça iyi geçinirler.
Tom did the best he could, but he still wasn't able to pass the course.
- Tom elinden geleni yaptı, ama yine de dersleri geçemedi.
It is nevertheless a good sentence.
- O yine de iyi bir cümle.
Nevertheless, I'm extremely proud.
- Yine de ben son derece gurur duyuyorum.
Shit, once again I missed the train!
- Kahretsin, yine treni kaçırdım.
Tom is back at the house, catching up on his sleep.
- Tom yine evde, uykusunu tamamlıyor.
Tom is back to normal.
- Tom yine normale döndü.
Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.
- Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.
Tom and Mary decided to meet there again the following week.
- Tom ve Mary, ertesi hafta yine orada buluşmak için karar verdi.
He ate three and said he could eat as many again.
- O, üç tane yedi ve yine aynı sayıda yiyebileceğini söyledi.
Still, the war was not over.
- Yine de, savaş bitmedi.
Sami was repeating that over and over.
- Sami onu tekrar tekrar yineliyordu.