Tom eski neslin bir üyesi olduğunu itiraf etmekten nefret ediyor.
- Tom hates to admit that he's a member of the older generation.
Onların eski nesille hiç ortak yanları yok.
- They have nothing in common with the older generation.
Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.
- I was impressed by the general knowledge of Japanese students.
Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilim adamları için çözülmemiş bir sorun kalmaya devam etmektedir.
- Fully automatic story generation remains an unsolved problem for computer scientists.
New York'un caddeleri çok geniş.
- New York'un caddeleri çok geniştir.
New York'un caddeleri çok geniştir.
- New York'un caddeleri çok geniş.
He was a general in the Second World War.
- He was a general in WWII.
In America 'rebate' is widely recognized, generally as an incentive where makers give back directly to consumers.
- In the United States the word 'rebate' is widely recognized, generally as an incentive where makers give back directly to consumers.
The taboos, the laws, the rules of genses, tribes, and nations, from the lowest to the highest, are upheld by a vague terror and sacred awe which society impresses on man by threats of ill-luck, fearful evil, and terrible punishments befalling sinners and transgressors of the tabooed, of the holy and the forbidden, charged with a mysterious, highly contagious, and virulently infective life-consuming energy.
We generally drink tea after a meal.
- Biz genellikle bir öğünden sonra çay içeriz.
The labor unions had been threatening the government with a general strike.
- İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi.
Usually, I'll be gone before the morning light.
- Genellikle, sabah ışığından önce gitmiş olurum.
When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area.
- Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.
The Mississippi River is deep and wide.
- Mississippi Nehri derin ve geniştir.
Jim has broad shoulders.
- Jim'in geniş omuzları var.
I am told he has a broad back.
- Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.
To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.
- Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
The width of the road is insufficient for safe driving.
- Yolun genişliği güvenli sürüş için yetersiz.
Without the random mutation of genes there would be no evolution.
- Genlerin rastgele mutasyonu olmadan hiçbir evrim olmazdı.
Genes consist of a specific sequence of DNA.
- Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur.