No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
The girl fainted, but she came to when we threw water on her face.
- Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Why did you come to Japan?
- Neden Japonya'ya geldin?
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
Susan found out where the puppy had come from.
- Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
Please pardon me for coming late.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
These flowers come from Holland.
- Bu çiçekler Hollanda’dan geliyor.
Fruits come from flowers.
- Meyveler çiçeklerden meydana gelir.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.