geliştirme teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- refinement
- development
For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
- Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
- build up
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- progress
- growth
- developing, development, building up, improvement
- improving
I'm interested in improving my German.
- Almancamı geliştirmekle ilgiliyim.
I'm interested in improving my French.
- Fransızcamı geliştirmekle ilgileniyorum.
- {i} cultivation
- enhancement
- improve
Tom is working hard to improve his English.
- Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
Tom really wants to improve.
- Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
- (Ticaret) promotion
- developing
Her studies contributed greatly to developing scientific research.
- Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu.
Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
- Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
- {i} overextending
- {i} culture
- buildup
- geliştirmek
- develop
They worked hard in order to develop a new machine.
- Yeni bir makine geliştirmek için çok çalıştılar.
Many efforts have been make to develop market for imports.
- İthalatlar için pazarlar geliştirmek için epeyce çaba sarfedilmektedir.
- geliş
- coming
I saw him coming upstairs.
- Onu üst kata gelişini gördüm.
I'm looking forward to your coming to Japan.
- Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.
- geliştirmek
- improve
The priest tried to improve the people's morals.
- Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.
Tom is working hard to improve his English.
- Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
- geliştirmek
- work up
- geliş
- arrival
Ken is waiting for the arrival of the train.
- Ken trenin gelişini bekliyor.
Keiko informed him of her safe arrival.
- Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.
- geliştirmek
- {f} advance
- geliştirme aşamasında
- in the pipe line
- geliştirmek
- {f} evolve
- geliştirmek
- cap
- geliştirmek
- {f} upgrade
- geliştirmek
- cultivate
Sports are effective to cultivate friendship.
- Sporlar dostluk geliştirmek için etkilidir.
All you have to do is to cultivate the ability to put yourself in the other fellow's place.
- Tek yapmanız gereken, kendinizi diğer arkadaşın yerine koyma yeteneğini geliştirmek.
- vücut geliştirme
- bodybuilding
Tom won the bodybuilding competition.
- Tom vücut geliştirme yarışmasını kazandı.
- vücut geliştirme sporu
- bodybuilding
- geliştirmek
- promote
They implemented a communication policy so as to promote their new concept.
- Onlar yeni bir kavram geliştirmek için bir iletişim politikası uygulamıştır.
- geliş
- arrivals
- geliştirmek
- reclaim
- geliştirmek
- {f} ameliorate
- geliştirmek
- increase
- hafıza geliştirme sistemi
- mnemonics
- vizyon geliştirme
- (Ticaret) visioning
- geliş
- incidence
- geliştirmek
- flourish
- geliştirmek
- form
- geliştirmek
- build
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- geliştirmek
- (Ticaret) update
- içerik geliştirme
- content development
- kariyer geliştirme
- career development
- süreç geliştirme
- process development
- geliş
- {f} brew
- geliş
- {f} growing
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
- geliş
- {f} prospering
- geliş
- build up
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
- geliş
- {f} flourish
After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
- İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
- Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
- geliş
- grew
- geliş
- advent
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.
- geliş
- prosper
- geliş
- arrest
- geliştirmek
- foster
- geliştirmek
- reform
- geliştirmek
- subserve
- geliş
- build#up
- geliş
- comings
- geliştirmek
- develop to
- iş geliştirme
- Job enlargement
- iş geliştirme
- Business development
- kendini geliştirme
- self development
- vücut geliştirme
- (Spor) Body building
- Altıncı Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Çerçeve Programı
- (Hukuk) The Sixth Research and Technological Development Framework Programme
- Araştırma ve Geliştirme Avrupa Komitesi
- (Hukuk) European Research and Development Committee (ERDC)
- AraştırmaGeliştirme Politikası
- (Hukuk) (Ar-Ge) Research and Development (R&D) Policy
- Avrupa Mesleki Eğitim Geliştirme Merkezi
- (Hukuk) European Centre for the development of vocational training (CEDEFOP)
- Birleşmiş Milletler Sermaye Geliştirme Fonu
- (Hukuk) United Nations Capital Development Fund (UNCDF)
- Deniz Harp Geliştirme Komutanlığı
- (Askeri) Navy Warfare Development Command
- Deniz Piyade Muharebe Geliştirme Komutanlığı
- (Askeri) Marine Corps Combat Development Command
- Dünya Vizyon Yardım ve Geliştirme Ano.Şti.
- (Askeri) World Vision Relief and Development, Inc
- Japon tesislerini geliştirme projesi
- (Askeri) Japanese facilities improvement project
- Müşterek Karargah Harekat Planları ve Müşterek Kuvvet Geliştirme
- (Askeri) Operational Plans and Joint Force Development, Joint Staff
- analog hat geliştirme grubu
- (Askeri) analog line conditioning group
- araştırma, geliştirme ve tedarik
- (Askeri) research, development, and acquisition
- araştırma, geliştirme, deneme ve değerlendirme
- (Askeri) research, development, test and evaluation
- deniz nakliyesini geliştirme programı; muhabere giriş paneli; olası küresel hata
- (Askeri) sealift enhancement program; signal entrance panel; spherical error probable
- deniz nakliyesini geliştirme özelliği
- (Askeri) sealift enhancement feature
- dizge geliştirme
- (Bilgisayar,Teknik) system development
- ekip geliştirme
- (Ticaret) team development
- esas geliştirme / test uçak envanteri
- (Askeri) primary development/test aircraft inventory
- geliş
- coming, advent, arrival
- geliş
- med. presentation (at birth)
- geliş
- coming, arriving, arrival; advent
- geliş
- incoming
- geliş
- forthcoming
- geliştirmek
- soup up
- geliştirmek
- launch out
- geliştirmek
- develop , enhance
- geliştirmek
- build up
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- geliştirmek
- to develop, build up, improve
- geliştirmek
- open up
- geliştirmek
- better
If you are to improve your English, you had better go to countries where it is spoken.
- İngilizceni geliştirmek istiyorsan onun konuşulduğu ülkelere gitsen iyi olur.
I want to better myself.
- Kendimi geliştirmek istiyorum.
- geliştirmek
- enlarge
- geliştirmek
- boom
- geliştirmek
- to develop, to improve, to reform; to evolve
- geliştirmek
- bring on
- geliştirmek
- evoive
- geliştirmek
- {f} perfect
- güvenlik ses geliştirme programı
- (Askeri) secure voice improvement program
- güverteye inişi geliştirme amaçlı eğitim uçuşu
- (Askeri) flight deck landing practice
- koleksiyon geliştirme
- collection development
- model geliştirme
- model building
- muhabere araştırma ve hedef geliştirme
- (Askeri) signals research and target development
- müşterek savunma geliştirme projesi
- (Askeri) combined defense improvement project
- pazar geliştirme stratejileri
- (Ticaret) market growth strategies
- piyasa geliştirme
- (Ticaret) market development
- program direktif geliştirme grubu
- (Askeri) program directive development group
- program geliştirme
- program development
- satış geliştirme çalışmaları
- sales promation
- sistem geliştirme
- system development
- sistem geliştirme bildirimi
- (Askeri) system development notification
- strateji geliştirme aşaması
- (Ticaret) strategy development phase
- teknoloji geliştirme merkezi
- technology development centres
- uluslar arası bilgi programı; karşılıklı işlerlik geliştirme programı
- (Askeri) international information program; interoperability improvement program
- vücut geliştirme
- body-building
- web sitesi geliştirme
- web site development
- yaşam ve çalışma koşullarını geliştirme
- (Hukuk) improvement of living and working conditions
- yeniden geliştirme
- redevelopment
- ülke geliştirme birleşik tatbikat programı
- (Askeri) developing country combined exercise program
- İdare Başkanı Yardımcısı (CIA); tahsis edilmiş geliştirme faaliyeti
- (Askeri) Deputy Director for Administration (CIA); designated development activity
- İstihkam Araştırma ve Geliştirme Merkezi
- (Askeri) Engineer Research and Development Center