geliştirme teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- refinement
- development
For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
- Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
- build up
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- progress
- growth
- developing, development, building up, improvement
- improving
I'm interested in improving my German.
- Almancamı geliştirmekle ilgiliyim.
I'm interested in improving my French.
- Fransızcamı geliştirmekle ilgileniyorum.
- {i} cultivation
- enhancement
- improve
The priest tried to improve the people's morals.
- Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.
I would like to improve my English pronunciation.
- İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum.
- (Ticaret) promotion
- developing
Her studies contributed greatly to developing scientific research.
- Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu.
We had hopes of developing tourism on a big scale.
- Turizmi büyük çapta geliştirme umutlarımız vardı.
- {i} overextending
- {i} culture
- buildup
- geliştirmek
- develop
Many efforts have been make to develop market for imports.
- İthalatlar için pazarlar geliştirmek için epeyce çaba sarfedilmektedir.
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
- Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- geliş
- coming
We could all see it coming, couldn't we?
- Hepimiz onun gelişini gördük, değil mi?
Did you notice him coming in?
- Onun içeri gelişini fark ettin mi?
- geliştirmek
- improve
Tom really wants to improve.
- Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
The priest tried to improve the people's morals.
- Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.
- geliştirmek
- work up
- geliş
- arrival
The arrival of the troops led to more violence.
- Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.
Keiko informed him of her safe arrival.
- Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.
- geliştirmek
- {f} advance
- geliştirme aşamasında
- in the pipe line
- geliştirmek
- {f} evolve
- geliştirmek
- cap
- geliştirmek
- {f} upgrade
- geliştirmek
- cultivate
Sports are effective to cultivate friendship.
- Sporlar dostluk geliştirmek için etkilidir.
All you have to do is to cultivate the ability to put yourself in the other fellow's place.
- Tek yapmanız gereken, kendinizi diğer arkadaşın yerine koyma yeteneğini geliştirmek.
- vücut geliştirme
- bodybuilding
Tom won the bodybuilding competition.
- Tom vücut geliştirme yarışmasını kazandı.
- vücut geliştirme sporu
- bodybuilding
- geliştirmek
- promote
They implemented a communication policy so as to promote their new concept.
- Onlar yeni bir kavram geliştirmek için bir iletişim politikası uygulamıştır.
- geliş
- arrivals
- geliştirmek
- reclaim
- geliştirmek
- {f} ameliorate
- geliştirmek
- increase
- hafıza geliştirme sistemi
- mnemonics
- vizyon geliştirme
- (Ticaret) visioning
- geliş
- incidence
- geliştirmek
- flourish
- geliştirmek
- form
- geliştirmek
- build
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- geliştirmek
- (Ticaret) update
- içerik geliştirme
- content development
- kariyer geliştirme
- career development
- süreç geliştirme
- process development
- geliş
- {f} brew
- geliş
- {f} growing
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
- geliş
- {f} prospering
- geliş
- build up
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
- geliş
- {f} flourish
Civilization has flourished for hundreds of years in this hidden land.
- Medeniyet bu gizli topraklarda yüzlerce yıldır gelişti.
Legends of vampires flourish in the Balkans.
- Vampir efsaneleri Balkanlar'da gelişir.
- geliş
- grew
- geliş
- advent
The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker.
- Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.
- geliş
- prosper
- geliş
- arrest
- geliştirmek
- foster
- geliştirmek
- reform
- geliştirmek
- subserve
- geliş
- build#up
- geliş
- comings
- geliştirmek
- develop to
- iş geliştirme
- Job enlargement
- iş geliştirme
- Business development
- kendini geliştirme
- self development
- vücut geliştirme
- (Spor) Body building
- Altıncı Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Çerçeve Programı
- (Hukuk) The Sixth Research and Technological Development Framework Programme
- Araştırma ve Geliştirme Avrupa Komitesi
- (Hukuk) European Research and Development Committee (ERDC)
- AraştırmaGeliştirme Politikası
- (Hukuk) (Ar-Ge) Research and Development (R&D) Policy
- Avrupa Mesleki Eğitim Geliştirme Merkezi
- (Hukuk) European Centre for the development of vocational training (CEDEFOP)
- Birleşmiş Milletler Sermaye Geliştirme Fonu
- (Hukuk) United Nations Capital Development Fund (UNCDF)
- Deniz Harp Geliştirme Komutanlığı
- (Askeri) Navy Warfare Development Command
- Deniz Piyade Muharebe Geliştirme Komutanlığı
- (Askeri) Marine Corps Combat Development Command
- Dünya Vizyon Yardım ve Geliştirme Ano.Şti.
- (Askeri) World Vision Relief and Development, Inc
- Japon tesislerini geliştirme projesi
- (Askeri) Japanese facilities improvement project
- Müşterek Karargah Harekat Planları ve Müşterek Kuvvet Geliştirme
- (Askeri) Operational Plans and Joint Force Development, Joint Staff
- analog hat geliştirme grubu
- (Askeri) analog line conditioning group
- araştırma, geliştirme ve tedarik
- (Askeri) research, development, and acquisition
- araştırma, geliştirme, deneme ve değerlendirme
- (Askeri) research, development, test and evaluation
- deniz nakliyesini geliştirme programı; muhabere giriş paneli; olası küresel hata
- (Askeri) sealift enhancement program; signal entrance panel; spherical error probable
- deniz nakliyesini geliştirme özelliği
- (Askeri) sealift enhancement feature
- dizge geliştirme
- (Bilgisayar,Teknik) system development
- ekip geliştirme
- (Ticaret) team development
- esas geliştirme / test uçak envanteri
- (Askeri) primary development/test aircraft inventory
- geliş
- coming, advent, arrival
- geliş
- med. presentation (at birth)
- geliş
- coming, arriving, arrival; advent
- geliş
- incoming
- geliş
- forthcoming
- geliştirmek
- soup up
- geliştirmek
- launch out
- geliştirmek
- develop , enhance
- geliştirmek
- build up
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
- geliştirmek
- to develop, build up, improve
- geliştirmek
- open up
- geliştirmek
- better
I'm prepared to do anything to better myself.
- Kendimi geliştirmek için her şeyi yapmaya hazırım.
If you are to improve your English, you had better go to countries where it is spoken.
- İngilizceni geliştirmek istiyorsan onun konuşulduğu ülkelere gitsen iyi olur.
- geliştirmek
- enlarge
- geliştirmek
- boom
- geliştirmek
- to develop, to improve, to reform; to evolve
- geliştirmek
- bring on
- geliştirmek
- evoive
- geliştirmek
- {f} perfect
- güvenlik ses geliştirme programı
- (Askeri) secure voice improvement program
- güverteye inişi geliştirme amaçlı eğitim uçuşu
- (Askeri) flight deck landing practice
- koleksiyon geliştirme
- collection development
- model geliştirme
- model building
- muhabere araştırma ve hedef geliştirme
- (Askeri) signals research and target development
- müşterek savunma geliştirme projesi
- (Askeri) combined defense improvement project
- pazar geliştirme stratejileri
- (Ticaret) market growth strategies
- piyasa geliştirme
- (Ticaret) market development
- program direktif geliştirme grubu
- (Askeri) program directive development group
- program geliştirme
- program development
- satış geliştirme çalışmaları
- sales promation
- sistem geliştirme
- system development
- sistem geliştirme bildirimi
- (Askeri) system development notification
- strateji geliştirme aşaması
- (Ticaret) strategy development phase
- teknoloji geliştirme merkezi
- technology development centres
- uluslar arası bilgi programı; karşılıklı işlerlik geliştirme programı
- (Askeri) international information program; interoperability improvement program
- vücut geliştirme
- body-building
- web sitesi geliştirme
- web site development
- yaşam ve çalışma koşullarını geliştirme
- (Hukuk) improvement of living and working conditions
- yeniden geliştirme
- redevelopment
- ülke geliştirme birleşik tatbikat programı
- (Askeri) developing country combined exercise program
- İdare Başkanı Yardımcısı (CIA); tahsis edilmiş geliştirme faaliyeti
- (Askeri) Deputy Director for Administration (CIA); designated development activity
- İstihkam Araştırma ve Geliştirme Merkezi
- (Askeri) Engineer Research and Development Center