I came to Japan from China.
- Çin'den Japonya'ya geldim.
What came first? The egg or the hen?
- Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
Wisdom does not automatically come with age.
- Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez.
Did you come by yourself today?
- Bugün tek başına mı geldin?
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
- Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
Did you come from a musical family?
- Müziksever bir aileden mi geldin?
Her dad won't be coming, he is very busy.
- Babası gelmeyecek, o çok meşgul.
She is coming from England.
- O İngiltere'den geliyor.
Fruits come from flowers.
- Meyveler çiçeklerden meydana gelir.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.