geldstrafe

listen to the pronunciation of geldstrafe
Almanca - Türkçe
İngilizce - Türkçe

geldstrafe teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

fine
kıyak
fine
yolunda

Şimdi her şeyin yolunda olduğuna inanıyorum. - I believe everything is fine now.

Tom'a her şeyin yolunda olduğunu söyle. - Tell Tom that everything's fine.

fine
{f} açılmak
fine
sağlıklı

Güzel sağlıklı bir bebek doğurdu. - She gave birth to a fine healthy baby.

Sağlıklı bir merak, aslında güzel bir şeydir. - A healthy curiosity is truly a fine thing.

fine
kırıntılar halinde
fine
ince ince

Bayırturpunu soy ve ince ince doğra. - Peel and finely chop the horseradish.

fine
rahat

Rahatla, iyi gidiyorsun. - Relax, you're doing fine.

fine
(Mühendislik) ince

Dahilik ve delilik arasında ince bir sınır vardır. - There's a fine line between genius and insanity.

Kabul edilebilirler ve edilemezler arasında ince bir çizgi vardır. - There's a fine line between what's acceptable and what's not.

fine
çok ince

Bu kahveyi çok ince öğüt. - Grind this coffee very fine.

fine
(fiil) berraklaştırmak, arıtmak, açılmak, berraklaşmak, para cezası vermek
fine
{s} âlâ, mükemmel, üstün
fine
(İnşaat) güzel, ince
fine
çokiyi bir şekil
fine
ucu ucuna
fine
som
fine
(isim) ceza, para cezası
fine
incecik
fine
(zarf) güzel, hoş, iyi, incecik, ucu ucuna
fine
{f} berraklaşmak
fine
{f} berraklaştırmak
Almanca - İngilizce
fine
monetary penalty
pecuniary punishment
mulct
Geldstrafe wegen Rasens
fine for racing
Autofahrer, die das Rotlicht missachten, müssen mit einer hohen Geldstrafe rechn
Drivers who jump the traffic lights can expect to be fined heavily
Der Club erhielt eine Geldstrafe von 10.000 EUR wegen finanzieller Unregelmäßigk
The club was fined EUR 10,000 for financial irregularities
Die Haftung für eine Geldstrafe kann auf einen Rechtsnachfolger übergehen.
Liability for a fine may pass to a successor
Dieses Delikt ist mit Freiheitsstrafe / mit einer Geldstrafe bedroht.
This offence entails/carries a prison term / a fine
Er wurde zu einer Geldstrafe von 500 EUR sowie Kostenersatz oder ersatzweise 10
He was fined 500 EUR and costs or in default of payment 10 days imprisonment
Erst als die Polizei mit einer Geldstrafe drohte, gab er seinen Widerstand auf.
Only when police threatened him with a fine did he relent
Es wird auf Geldstrafe erkannt.
A fine is imposed
Haftstrafe ohne die Möglichkeit einer Geldstrafe
prison sentence without the option of a fine
Tagsatz (Geldstrafe)
daily rate (unit)
eine Geldstrafe zahlen müssen
to incur a fine
eine Geldstrafe, die schmerzt/wehtut
a fine that hurts
eine Strafe/Geldstrafe verhängen
to impose a penalty/fine
jdn. mit einer Geldstrafe belegen
to fine somebody
jdn. mit einer Geldstrafe belegen
to ticket somebody (for something/for doing something)
mit einer Geldstrafe belegend
fining
mit einer Geldstrafe belegend
ticketing
mit einer Geldstrafe belegt
fined
mit einer Geldstrafe belegt
ticketed
mit einer Geldstrafe/Freiheitsstrafe bedroht sein
to be punishable by fine/imprisonment
saftig (Geldstrafe)
hefty (price; fine)