She came to see us yesterday.
- O dün bizi görmek için geldi.
No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
Can you come at nine?
- Dokuzda gelebilir misin?
Do you want to come with us?
- Bizimle gelmek ister misiniz?
Susan found out where the puppy had come from.
- Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.
This smell might come from the oven!
- Bu koku fırından gelebilir!
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
Please pardon me for coming late.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
Fruits come from flowers.
- Meyveler çiçeklerden meydana gelir.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
- Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.