Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum.
- I want to come here next winter again.
Önümüzdeki Pazar seni görmeye geleceğim.
- I will come to see you next Sunday.
İşsiz pek çok kişi ile işleri edinmek zordur.
- Jobs are hard to come by with so many people out of work.
Bu günlerde iş edinmek zor.
- Jobs are hard to come by these days.
İçeri girmek istemez misiniz?
- Don't you want to come inside?
İçeri girmek ister misin?
- Do you want to come in?
İçeri gelin. Başlamak üzereyiz.
- Come on in. We're just about to get started.
Hemen geri gelmek zorundaydık çünkü okul başlamak üzereydi.
- We had to come back soon because school was about to start.
Ne olursa olsun bir şarkıcı olmak istiyorum.
- I wish to be a singer come what may.
Tom burada olmak istemese gelmezdi.
- If Tom didn't want to be here, he wouldn't have come.
Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.
- If you don't want to come back, I'll understand.
Ofisime geri dönmek istiyor musun?
- Do you want to come back to my office?
Hadi gel içeri. Paranı al ve çıktıktan sonra kapının kapandığından emin ol.
- Come on in. Take your money and make sure the door is closed after you've left.
Hadi, Tom. Ona bir şey söyle.
- Come on, Tom. Say something to her.
I know the man you came with.
- Ich kenne den Mann, mit dem du gekommen bist.
He came several times.
- Er ist mehrmals gekommen.