Tom Mary için çalışmayı gerçekten sevdiğini anladı.
- Tom found that he actually liked working for Mary.
Tom gerçekten asla Boston'da bulunmadı.
- Tom has actually never been to Boston.
O aslında doğru değil.
- That's actually not true.
Tom'un söylediği gerçekten doğru.
- What Tom said is actually true.
O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır.
- She looks young, but she's actually older than you are.
Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor.
- Tom doesn't actually live within Boston city limits.
Benim şu anda paraya ihtiyacım yok.
- I don't need money at present.
Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
- My uncle is staying in Hong Kong at present.
Halihazırda, okulumuzda 1600 öğrenci var.
- At present, we have 1,600 students at our school.