Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
- I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.
Kemikler buzda donmuş olarak kaldı.
- The bones remained frozen in the ice.
Tom asla dondurulmuş elma almadı.
- Tom has never bought frozen apples.
Dondurulmuş yoğurda can atıyorum.
- I'm dying for frozen yogurt.
Çok soğuk vardı, bu nedenle göl dondu.
- It's been very cold, so the lake is frozen.
Dün yine çok soğuktu. Donmuş olabilirim.
- Yesterday it was so cold again. I may have frozen.
İliklerime kadar dondum.
- I was frozen to the bone.
Neredeyse donarak ölüyorduk.
- We were nearly frozen to death.
The mammoth was frozen shortly after death.