Tom Mary'nin hikayesinden büyülenmişti.
- Tom was fascinated by Mary's story.
Tom büyülenmiş gibi görünüyordu.
- Tom seemed to be fascinated.
Tom kelepçeli olmadığını söyledi.
- Tom said he wasn't handcuffed.
Tom kelepçeli olacak.
- Tom will be handcuffed.
Biz onun sesinden büyülendik.
- We were fascinated by her voice.
Onun güzelliği tarafından büyülendim.
- I was fascinated by her beauty.
Davalı, milletvekilinin silahını kaptığında ve yargıcı vurduğunda yargılanmak üzereydi.
- The defendant was about to stand trial when he grabbed the deputy's gun and shot the judge.
Tom piknik sepetini açtı ve bir jambon ve peynirli sandviç kaptı.
- Tom opened the picnic basket and grabbed a ham and cheese sandwich.