Mary's husband took her to the fancy French restaurant for their belated anniversary dinner.
- Mary'nin kocası gecikmiş yıldönümü yemekleri için onu fantazi Fransız restoranına götürdü.
Sorry, I'm probably going to be about 20 minutes late.
- Üzgünüm, muhtemelen yaklaşık 20 dakika gecikmiş olacağım.
He was late as usual.
- Alışılageldiği üzere gecikmişti.
That shipment's been very much delayed.
- O kargo çok fazla gecikmiş.
The train was delayed for two hours because of the heavy snow.
- Şiddetli kardan dolayı tren iki saat gecikmişti.
How can I fix the lag?
- Gecikmeyi nasıl düzeltebilirim?
What causes websites to lag?
- Web sitelerinin gecikmesine ne sebep olur?
Possibly, the accident will delay his arrival.
- Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.
It's necessary to discuss the problem without delay.
- Gecikmeden sorunu görüşmek gereklidir.