geçmişte (a)

listen to the pronunciation of geçmişte (a)
Türkçe - İngilizce
past(a)
of a person who has held and relinquished a position or office; "a retiring member of the board
geçmişte kalmak
linger
geçmişte kalmak
Be a thing of the past
geçmiş geçmişte kalsın
let bygones be bygones
geçmişte
back

Layla comes from a strict religious background. - Leyla sıkı bir dini geçmişten geliyor.

Back in high school, I got up at 6 a.m. every morning. - Geçmişte lisede, her sabah altıda kalkardım.

geçmişte
in the past

You need to stop living in the past. - Geçmişte yaşamaya son vermelisin.

You must live in the present, not in the past. - Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.

geçmişte
lang syne
geçmişte gelecek zaman gram
past intentional: -ecekti
geçmişte geniş zaman gram
aorist past: -erdi
geçmişte kalan
bygone
geçmişte kalsın
let bygones be bygones
geçmişte (a)