geçindirmek

listen to the pronunciation of geçindirmek
Türkçe - İngilizce
feed
to support, to maintain
maintain
sustain
support

He works hard to support his large family. - O, büyük ailesini geçindirmek için sıkı çalışıyor.

Henry is old enough to support himself. - Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.

to support, sustain, maintain, provide for
keep up

It takes a lot of money to keep up such a big house. - Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.

subsist
find
set up
keep

It takes a lot of money to keep up such a big house. - Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.

provide for
geçin
get by

I can't get by on such a small income. - Böylesine küçük bir gelirle geçinemem.

Can't you get by on your salary? - Maaşınla geçinemiyor musun?

geçin
subsist on
geçin
got by
geçin
live by
geçindirme
sustentation
geçindirme
maintenance
geçindirme
feeding
geçindirme
keeping
kendi kendini geçindirmek
pay one's way
kendini geçindirmek
shift for oneself
Türkçe - Türkçe
Geçinmesini sağlamak
geçindirme
Geçindirmek işi
geçindirmek