Motorists must leave at least a metre-wide buffer when passing cyclists.
- Motorlu araç kullananlar, bisikletlileri geçerken en az bir metre emniyet mesafesi bırakmak zorundalar.
He amazed everyone by passing his driving test.
- Sürücü sınavını geçerek herkesi şaşırttı.
This is a valid point of view.
- Bu geçerli bir bakış açısıdır.
The ticket is valid for a week.
- Bilet bir hafta geçerlidir.
The Julian calendar was in force in Russia.
- Jülyen takvimi Rusya'da geçerliydi.
In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.
- Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir.
The old belief is still widely current.
- Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
He speaks passable French, but he is clearly more fluent in German.
- O, geçerli Fransızca konuşuyor ama o anlaşılır biçimde Almancada daha akıcı.
Although I speak passable French, don't expect me to be able to give a speech at Jérôme's wedding.
- Geçerli Fransızca konuşmama rağmen benim Jérôme'nin düğününde konuşma yapabileceğimi bekleme.