geçende

listen to the pronunciation of geçende
Türkçe - İngilizce

geçende teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

geçen
last

Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular. - Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.

I hear he has been ill since last month. - Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum.

geçen
{s} late

Tom worked late last night. - Tom geçen gece geç saatlere kadar çalıştı.

Spring has come later this year compared with last year. - Geçen yılla karşılaştırıldığında bahar bu yıl geç geldi.

geçen
passing

A passing car splashed water on us. - Geçen bir araba üzerimize su sıçrattı.

The passing car splashed muddy water on me. - Geçen araba bana çamurlu su sıçrattı.

geçen
{s} former

The other day I met my former neighbour in the city. - Geçen gün kentte eski komşuma rastladım.

geçen
past

Sentences past this ID are sentences added by contributors of Tatoeba Project. - Bu ID ile geçen cümleler Tatoeba Projesine katkıda bulunanlar tarafından eklenen cümlelerdir.

Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours. - Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.

geçen
(Bilgisayar) elapsed
geçen
passed

The leaves turned red as the days passed. - Yapraklar her geçen gün kırmızıya döndü.

Tom passed the test he took last Monday. - Tom geçen pazartesi girdiği sınavı geçti.

geçen
other

This is the car I spoke of the other day. - Geçen gün bahsettiğim araba bu.

This is the same pencil that I lost the other day. - Bu geçen gün kaybettiğim kalemin aynısı.

geçen
transitive
geçen
last, past
geçen
in excess of
geçen
yester

A burglar broke into the convenience store last month, but I heard the police caught him yesterday. - Bir hırsız geçen ay bir markete girdi fakat polisin onu dün yakaladığını duydum.

I moved to a new house last week, and I studied in the library yesterday. - Geçen hafta yeni bir eve taşındım ve dün kütüphanede ders çalıştım.

geçen
hereinabove
Türkçe - Türkçe
Ne kadar geçtiği belli olmayan yakın bir zaman önce
Geçen
(Osmanlı Dönemi) MÜSABIK
Geçen
kaim
geçen
Belirsiz bir süre önceki, birkaç gün önceki
geçen
Bir önceki
geçen
Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.): "Yine bir gün o kızı geçen yıl gördüğü incirlikte bir daha gördü."- O. C. Kaygılı
geçende