Biz doğayı iyi durumda tutmalıyız.
- We must keep nature in good condition.
Resimler çok iyi durumdaydı.
- The paintings were in very good condition.
O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
- That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
Mallar iyi durumda geldi.
- The goods arrived in good condition.