gazeteci

listen to the pronunciation of gazeteci
Türkçe - İngilizce
journalist

I have made up my mind to become a journalist. - Gazeteci olmak için kararımı verdim.

My boyfriend is a journalist. - Benim erkek arkadaşım bir gazetecidir.

newsagent's
news agent
journo
newsstand
newsdealer
newsagent
news-dealer
newsvendor
publicist
newsman
gazetteer
scribe
pressman
(satıcı) news vendor
newspaper publisher, newspaperman; owner of a newspaper firm
newspaper seller, newspaper dealer, newsdealer; newsman; newswoman; newsboy
newspaper correspondent, newspaper reporter; newsman, newspaperman; newswoman, newspaperwoman
journalist, newspaper writer
newspaperman

If you want to be a newspaperman, you have to be observant. - Gazeteci olmak istiyorsan dikkatli olmalısın.

Tom made up his mind to become a newspaperman. - Tom bir gazeteci olmak için kararını verdi.

legman
journalist, pressman; newsagent, newsdealer; bookstall, newsagent's, newsstand
newspaperwoman
newsboy
bookstall
news

According to the newspaperman, it makes life worthwhile, doesn't it? - Gazeteciye göre, bu, hayatı zaman harcamaya değer yapar.

Tom made up his mind to become a newspaperman. - Tom bir gazeteci olmak için kararını verdi.

gazeteci yazar
newsperson
gazeteci kız
newsgirl
gazeteci yazar
newspaperman
gazeteci yazar
newsman
gazeteci yazar
quill driver
gazeteci çocuk
newsboy
gazeteci üslubu
journalese
gazeteciler
press

Famous artists are pressed by journalists. - Ünlü sanatçılara gazeteciler tarafından baskı yapılır.

gazeteciler
correspondants
araştırmacı gazeteci
investigative reporter
duygu yüklü yazılar yazan gazeteci
sob sister
gazeteciler
press corps
seyyar gazeteci
news butcher
Türkçe - Türkçe
Gazeteye yazı yazmayı, haber toplayıp vermeyi veya gazetenin yazı işlerinde çalışmayı iş edinen kimse
Gazete yayımlayan kimse
Gazete satan kimse
gazeteci