Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

gayeli

listen to the pronunciation of gayeli
Türkçe - İngilizce
(someone) who has an aim/a goal/an objective
who has an aim
telic
gaye
purpose

The room is perfectly suitable for this purpose. - Oda bu amaç için gayet uygun.

gaye
goal
gaye
{i} object
gaye
aim
gaye
{i} cause
gaye
{i} intention
gaye
{i} intent
gaye
(Hukuk) objective
gaye
point
gaye
counsel
gaye
target
Gaye
(isim) Aim, goal
gaye
consummation
gaye
ideal
gaye
aim, purpose, goal
gaye
bourne
gaye
animus
Türkçe - Türkçe
Amacı olan
GAYE
(Osmanlı Dönemi) Maksad, kasdedilen, netice, sonuç.Her şeyin vücudunun müteaddit gayeleri ve hayatının müteaddit neticeleri vardır. Ehl-i dalâletin tevehhüm ettikleri gibi dünyaya, nefislerine bakan gayelere münhasır değildir. Tâ, abesiyyet ve hikmetsizlik içine girebilsin. Belki her şeyin gayât-ı vücudu ve netaic-i hayatı üç kısımdır. Birincisi ve en ulvisi Sani'ine bakar ki; o şeye taktığı hârika-i san'at murassaatını, Şâhid-i Ezelî'nin nazarına resm-i geçit tarzında arzetmektir ki, o nazara bir ân-ı seyyale yaşamak kâf
gaye
Amaç, hedef: "Para? O bir gaye değil, fakat harcamayı sevdiğim bir şey."- H. E. Adıvar
gâye
(Osmanlı Dönemi) hedef, maksat
Gaye
(Osmanlı Dönemi) OBJEKTİF
Gaye
amaç
Gaye
(Osmanlı Dönemi) ZAMİR
gaye
Amaç, hedef
gayeli