Tom konferans masasının etrafında toplanmış bir grup erkekle konuşuyordu.
- Tom was talking to a group of men gathered around the conference table.
Büyük bir kalabalık caddede toplanmıştı.
- A large crowd had gathered on the street.
Çalışanların alışkanlıklarından biri sarhoş olmak ve ertesi güne kadar sefil hayatlarını unutmak için iş gününün sonunda bir barda ya da restoranda toplanmaktır.
- One of the employees' habits is to gather in some bar or restaurant at the end of the workday to get drunk and forget their miserable life until the next day.
İşçiler hoşça vakit geçirebilecekleri bir barda toplanmak istiyor.
- The workers like to gather in a pub where they can let their hair down.
O, az bilinen ülkeler hakkındaki gerçekleri toplamak için dünyayı dolaşıyor.
- He travels about the world gathering facts about little known countries.
Bilgi toplamak, gezinin temellerinden biridir.
- Gathering information is one of the essentials of travel.
O, çocuklarını kendi etrafına topladı.
- He gathered his children around him.
Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
- Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
If you want to emphasise the shape, it is possible to gather the waistline.
Salt water can help boils to gather and then burst.
I gather from Aunty May that you had a good day at the match.
People gathered round as he began to tell his story.
... Finally there are enough materials gathered ...
... lt's so massive that it's gathered up ...