Bahçede kedini görüyorum.
- I see your cat in the garden.
Bahçede bir tavşan koşuyor.
- A rabbit is running in the garden.
Bazı bahçıvanlar parkta açelyalara bakarlar.
- Several gardeners look after the azaleas in the park.
Tepeler, küçük bir müze, bir park ve büyük bir kilise vardır.
- There are hills, a little museum, a public garden and a big church.
Büyükannem avlusundaki otları çekiyordu.
- My grandmother was pulling up weeds in her backyard.
Avlumuzda üç tane ağaç var.
- We have three trees in our backyard.
Arka bahçemizde bir köpek kulübemiz var.
- We have a doghouse in our backyard.
Benim arka bahçe on kişiden daha fazlasını barındırabilir.
- My backyard can hold more than ten people.
O, bahçede çalışmayı sever.
- He likes to work in the garden.
Bahçede çalışırken elbiselerimi yırtarım.
- I tear my clothes when I work in the garden.
I planted an apple tree in my garden.
- Ich habe einen Apfelbaum in meinen Garten gepflanzt.
There is a small garden in front of my house.
- Vor meinem Haus ist ein kleiner Garten.