Bahçedeki bütün çiçekler sarı.
- All the flowers in the garden are yellow.
Bahçe, evin önündedir.
- The garden is in front of the house.
Tepeler, küçük bir müze, bir park ve büyük bir kilise vardır.
- There are hills, a little museum, a public garden and a big church.
Bazı bahçıvanlar parkta açelyalara bakarlar.
- Several gardeners look after the azaleas in the park.
Avlumuzda üç tane ağaç var.
- We have three trees in our backyard.
Büyükannem avlusundaki otları çekiyordu.
- My grandmother was pulling up weeds in her backyard.
Tom'un bizim arka bahçede kamp yapmasına müsaade ettim.
- I permitted Tom to camp in our backyard.
Benim arka bahçe on kişiden daha fazlasını barındırabilir.
- My backyard can hold more than ten people.
Babamın bir dinlenmeye ihtiyacı var. O üç saattir bahçede çalışmaktadır.
- Dad needs to take a rest. He's been working in the garden for three hours.
Onu bahçede çalışırken buldum.
- I found him working in the garden.
There is a small garden in front of my house.
- Vor meinem Haus ist ein kleiner Garten.
I have only a small garden.
- Ich habe nur einen kleinen Garten.