There's no guarantee that the stock will go up.
- Hisse senedinin yükseleceğinin bir garantisi yok.
Freedom of thought is guaranteed by the constitution.
- Düşünce özgürlüğü anayasa tarafından garanti altına alınmıştır.
This car has a good warranty.
- Bu arabanın iyi bir garantisi var.
The warranty doesn't cover normal wear and tear.
- Garanti normal aşınma ve yıpranmayı içermemektedir.
The warranty doesn't cover normal wear and tear.
- Garanti normal aşınma ve yıpranmayı içermemektedir.
The warranty for my TV is expired.
- Televizyonumun garanti süresi bitti.
Safety is not guaranteed.
- Güvenlik garanti edilmez.
He guaranteed his slaves' freedom.
- O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
There are no guarantees.
- Hiçbir garanti yoktur.
A firewall guarantees your security on the internet.
- Güvenlik duvarı, internette güvenliğinizi garanti eder.