O, onu bağladı ve onun ağzını tıkadı, sonra onu vahşice dövmeye başladı.
- She tied him up and gagged him, then she started to beat him savagely.
Dan Linda'nın ağzını tıkadı ve onu bir dolaba kilitledi.
- Dan gagged Linda and locked her up in a closet.
Çocuk kaçıranlar Tom'un ağzını tıkadı ve onu dolaba kilitledi.
- The kidnappers gagged Tom and locked him up in the closet.
Çocuk hırsızları Tom'un ağzını tıkadılar ve onu bir dolaba kilitlediler.
- The kidnappers gagged Tom and locked him up in a closet.
Haydutlar onun ağzına bir tıkaç koydu.
- The bandits put a gag in his mouth.