Creaking cars reach the furthest.
- Gıcırdayan arabalar uzağa ulaşır.
The squeaking of the door gets on my nerves.
- Kapının gıcırdaması sinirimi bozuyor.
The floorboards in the hall creaked.
- Salondaki döşeme tahtaları gıcırdadı.
The door creaked open.
- Kapı gıcırdayarak açıldı.