Rome was not built in a day.
- Roma bir gün içinde kurulmamıştır.
Do you study English every day?
- Her gün İngilizce çalışıyor musun?
Don't expose this chemical to direct sunlight.
- Kimyasal maddeyi doğrudan güneş ışığına maruz bırakma.
A beam of sunlight came through the clouds.
- Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi.
We chose Mary a good birthday present.
- Mary'ye iyi bir doğum günü hediyesi seçtik.
My grandfather gave me a birthday present.
- Büyükbabam bana bir doğum günü hediyesi verdi.
As everyone knows, today is a very significant day for us.
- Herkesin bildiği gibi, bugün bizim için çok anlamlı bir gündür.
Today is June 18th and it is Muiriel's birthday!
- Bugün Haziran'ın 18'i ve bugün Muiriel'in doğum günü!
Sunshine is beneficial to plants.
- Güneş ışığı bitkiler için faydalıdır.
This room doesn't get much sunshine.
- Bu oda çok fazla güneş ışığı almaz.
These medicines should be taken three times a day.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.
How many times does the bus run each day?
- Otobüs her gün kaç kez çalışır?
Sami will maintain his innocence until the day he dies.
- Sami masumiyetini öldüğü güne kadar sürdürecek.
That textbook is out of date.
- O ders kitabı güncel değil.
Tom had a date for Valentine's Day.
- Tom'un sevgililer günü için bir randevusu vardı.
What a beautiful sunset!
- Ne güzel bir günbatımı!
Every day they killed a llama to make the Sun God happy.
- Onlar Güneş Tanrısı'nı mutlu etmek için her gün bir lama öldürdü.
I'm worn out, because I've been standing all day.
- Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.
There is nothing like a glass of beer after a whole day's work.
- Bir tam günlük çalışmadan sonra bir bardak bira gibi bir şey yoktur.
Güneşli olmasına rağmen, hava soğuktu.
- Güneşli olsa da hava soğuktu.
Güneş çıkmış olsa bile hava soğuktu.
- güneşin çıkmış olmasına rağmen, hava soğuktu.