She had no difficulty in learning the poem by heart.
- O, şiiri ezberlemede güçlük çekmedi.
He had no difficulty in solving the problem.
- Sorunun çözümünde hiç güçlük çekmedi.
Anyone who creates hassle should leave.
- Güçlük yaratan biri terk etmeli.
We know it's a hassle.
- Bunun bir güçlük olduğunu biliyoruz.
Face adversity with courage.
- Güçlüklerle cesaretle yüzleş.
I'm having trouble understanding you.
- Ben seni anlamakta güçlük çekiyorum.
Tom had trouble remembering what Mary looked like.
- Tom Mary'nin nasıl biri olduğunu hatırlamada güçlük çekiyordu.