She tried not to shed a tear.
- Gözyaşı akıtmamak için çabaladı.
I was told my tear duct was blocked.
- Bana gözyaşı kanalımın tıkandığı söylenildi.
The girls shed tears after reading the novel.
- Kızlar, romanı okuduktan sonra gözyaşı döktüler.
Without music, the world is a valley of tears.
- Müziksiz dünya, gözyaşı vadisidir.