I didn't want to pry.
- Gözetlemek istemedim.
I'm sorry, I don't mean to pry.
- Üzgünüm, ben gözetlemek istemiyorum.
Tom looked through the peephole before opening the door.
- Tom kapıyı açmadan önce gözetleme deliğinden baktı.
The man peeped through a hole in the wall.
- Adam duvardaki bir delikten gözetledi.