I'm going to lay you down in the green grass underneath that big old oak tree and then carve our initials into its trunk.
- O büyük, ihtiyar meşe ağacının dibinde çimlere uzanıp, gövdesine adlarımızın baş harflerini kazıyacağım.
Shoulder joins arm and trunk.
- Omuz kol ve gövdeyi birleştirir.
A dachshund is a dog from Germany with a very long body and short legs.
- Bir dachshund uzun gövdesi ve kısa bacakları olan bir Alman köpeğidir.
He has a strong body.
- O güçlü bir gövdeye sahip.
They scraped barnacles off the hull of the ship.
- Geminin gövdesinden kaya midyelerini sıyırdılar.
Sami sent Layla photos of his torso.
- Sami gövdesinin fotoğraflarını Leyla'ya gönderdi.