The man went out of his way to take me to the station.
- Adam beni istasyona götürmek için zahmet etti.
I have to take these books back to the library.
- Bu kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.
I had to carry Tom upstairs.
- Tom'u üst kata götürmek zorunda kaldım.
I had to carry Tom to bed.
- Tom'u yatağa götürmek zorunda kaldım.
I want to take Tom home.
- Tom'u eve götürmek istiyorum.
I'll have to take Tom with me.
- Tom'u benimle götürmek zorunda kalacağım.
Tom wanted me to drive.
- Tom beni arabayla götürmek istedi.
I'd be more than happy to drive you home.
- Seni eve götürmekten mutlu olurum.
I want to get you someplace where I know you'll be safe.
- Seni güvende olacağın bir yere götürmek istiyorum.
I had to carry Tom to bed.
- Tom'u yatağa götürmek zorunda kaldım.
We've got to get her to bed.
- Onu yatağa götürmek zorundayız.
See if you can find an usher to take this gentleman to his seat.
- Bu beyefendiyi koltuğuna götürmek için bir teşrifatçı bulabilip bulamayacağına bak.
Take me to your leader.
- Beni liderinize götürün.
Tomorrow, I'll take the books to the library.
- Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.
You can't take away these books.
- Bu kitapları götüremezsiniz.
Take away these dishes, please.
- Bu tabakları götür, lütfen.