He likes flamboyant clothes.
- O gösterişli giysilerden hoşlanır.
Tom wants to build an ostentatious and smart house.
- Tom gösterişli ve güzel bir ev yapmak istiyor.
Flashy people irritate him.
- Gösterişli insanlar onu rahatsız eder.
Tom often wears flashy clothes.
- Tom sıklıkla gösterişli giysiler giyer.
She always wears flashy clothes.
- O her zaman gösterişli kıyafetler giyer.
Tom often wears flashy clothes.
- Tom sıklıkla gösterişli giysiler giyer.
This showy dress isn't appropriate for me.
- Bu gösterişli elbise benim için uygun değil.
Sami liked being showy.
- Sami gösterişli olmaktan hoşlanıyordu.
The hotel was luxurious beyond description.
- Otel kelimelerle ifade edilemeyecek kadar gösterişliydi.
Today's food is quite elaborate.
- Bugünün yemeği oldukça gösterişli.
The knights wore elaborate suits of armor.
- Şövalyeler gösterişli zırhlar giymişti.
Tom wants to build an ostentatious and smart house.
- Tom gösterişli ve güzel bir ev yapmak istiyor.
In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
- Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
Oh! Show it to me please.
- Ah! Onu bana göster lütfen.
Will you show me on this map, please?
- Bana bu haritada gösterirmisiniz, lütfen?
Please show me your picture.
- Lütfen bana resmini göster.
Jim makes a point of jogging three miles every day.
- Jim günde üç mil koşmaya özen gösterir.
Tom pointed out Mary's mistakes.
- Tom Mary'ye hatalarını gösterdi.
The chart illustrates how the body works.
- Tablo vücudun nasıl çalıştığını göstermektedir.
This chart illustrates the function of ozone layer.
- Bu tablo ozon tabakasının işlevini gösteriyor.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
I want to show you a spectacular view.
- Sana muhteşem bir manzara göstermek istiyorum.
The red traffic light indicates stop.
- Kırmızı trafik ışığı dur gösterir.
Yes, you can indicate everything you see.
- Evet, gördüğünüz her şeyi gösterebilirsiniz.
This figure is a mirror of the decrease in imports of crude oil.
- Bu şekil ham petrol ithalatının azaldığının bir göstergesidir.
The painting shows a young woman combing her hair before a mirror.
- Tablo, aynanın önünde saçlarını tarayan genç bir kadını gösteriyor.
It is clearly shown in Johnson's investigation that passive smoking is very harmful.
- Pasif içiciliğin çok zararlı olduğu Johnson'ın araştırmasında açıkça gösterilmektedir.
Filiberto has not shown a very brave character.
- Filiberto çok cesur bir karakter göstermedi.
This is the route indicated in the map.
- Bu, haritada gösterilen yoldur.
I went in the direction my friend indicated.
- Ben arkadaşımın gösterdiği yönde gittim.
Her health screening showed no negative results.
- Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
There's a good movie screening today.
- Bugün iyi bir film gösterimi var.
She displayed her talents.
- O, yeteneklerini gösterdi.
Tom displayed the contents of his wallet.
- Tom cüzdanının içindekileri gösterdi.
If you see the lion baring its teeth, don't think that the lion is smiling at you.
- Aslanın dişlerini gösterdiğini görürsen, sana gülümsediğini sanma.
Thanks for showing me how to do that.
- Nasıl yapacağımı bana gösterdiğin için teşekkürler.
Men can only be corrected by showing them what they are.
- İnsanlar sadece ne olduklarını göstererek düzeltilebilir.
Her health screening showed no negative results.
- Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
There's a good movie screening today.
- Bugün iyi bir film gösterimi var.
Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character.
- Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakteri kullanarak gösterilir.
He never made a display of his learning.
- O asla öğrendikleri ile ilgili bir gösteri yapmadı.
There is no sign indicating that this is a meeting room.
- Bunun bir toplantı odası olduğunu gösteren hiçbir işaret yok.
Dan began displaying symptoms of Alzheimer's.
- Dan, Alzheimer belirtileri göstermeye başladı.
The new medicine demonstrated an immediate effect.
- Yeni ilaç, etkisini hemen gösterdi.
The salesman demonstrated how to use it.
- Satıcı onun nasıl kullanılacağını gösterdi.
Do you have any tickets for today's performance?
- Bugünkü gösteri için hiç biletin var mı?
Tom didn't clap after Mary's performance.
- Tom Mary'nin gösterisinden sonra alkışlamadı.
These letters reveal her to be an honest lady.
- Bu mektuplar onun dürüst bir kadın olduğunu gösteriyor.