Those books were on display in the window.
- Şu kitaplar ekranda görüntülendi.
This web page can't be displayed.
- Bu web sayfası görüntülenemiyor.
The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
- Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
It's the living image of your grandfather.
- O, büyük babanın canlı görüntüsüdür.
The night view of Tokyo is wonderful.
- Tokyo'nun gece görüntüsü muhteşemdir.
The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
- Dünyanın Ay'dan görünümü, 20. yüzyılın simgesel görüntülerinden biridir.
I lost sight of my friends.
- Arkadaşlarımın görüntüsünü kaybettim.
We lost sight of the man in the crowd.
- Biz kalabalıkta adamın görüntüsünü kaybettik.
There are no real visions.
- Gerçek görüntüler yoktur.
I love the scenery viewable from the Shinkansen.
- Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.
A great man doesn't care about his appearance.
- Büyük bir adam görüntüsünü önemsemez.
She made her first appearance as a musician.
- İlk görüntüsünü bir müzisyen olarak yaptı.
He reviewed the footage frame by frame.
- O, kamera görüntüsünü kare kare gözden geçirdi.
She gives me a nasty look every time she sees me.
- O beni her ne zaman görse bana edepsiz bir görüntü verir.
Mike wore an indignant look.
- Mike öfkeli bir görüntü takındı.
Please adjust the television picture.
- Lütfen televizyon görüntüsünü ayarla.
Mary liked the cute penguin picture in Tom's user profile.
- Mary, Tom'un kullanıcı profilindeki sevimli buzulkuşu görüntüsünü beğendi.