görüntüleyen

listen to the pronunciation of görüntüleyen
Türkçe - İngilizce
(Bilgisayar) being viewed by
görüntüle
(Bilgisayar) display the
görüntüle
(Bilgisayar) view

These are harmful views. - Bunlar zararlı görüntülerdir.

I love the scenery viewable from the Shinkansen. - Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.

görüntüle
(Bilgisayar) display

Those books were on display in the window. - Şu kitaplar ekranda görüntülendi.

This web page can't be displayed. - Bu web sayfası görüntülenemiyor.