we look into a pair of eyes deep as our own, imaging our own, but all unconscious of us; to whom we for the time are become as spirits and invisible!.
This web page can't be displayed.
- Bu web sayfası görüntülenemiyor.
The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content.
- IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.
The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
- Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
It's the living image of your grandfather.
- O, büyük babanın canlı görüntüsüdür.
The night view of Tokyo is wonderful.
- Tokyo'nun gece görüntüsü muhteşemdir.
I love the scenery viewable from the Shinkansen.
- Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.
There are no real visions.
- Gerçek görüntüler yoktur.
I love the scenery viewable from the Shinkansen.
- Ben Shinkansen'den görüntülenebilir manzarayı seviyorum.
A great man doesn't care about his appearance.
- Büyük bir adam görüntüsünü önemsemez.
She made her first appearance as a musician.
- İlk görüntüsünü bir müzisyen olarak yaptı.
He reviewed the footage frame by frame.
- O, kamera görüntüsünü kare kare gözden geçirdi.
She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.
- O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.
Mike wore an indignant look.
- Mike öfkeli bir görüntü takındı.
We lost sight of the man in the crowd.
- Biz kalabalıkta adamın görüntüsünü kaybettik.
I lost sight of her in the crowd.
- Kalabalıkta onun görüntüsünü kaybettim.
Mary liked the cute penguin picture in Tom's user profile.
- Mary, Tom'un kullanıcı profilindeki sevimli buzulkuşu görüntüsünü beğendi.
My TV set is almost 15 years old, but it still has a good picture.
- Televizyonum neredeyse 15 yaşında ama hâlâ iyi bir görüntüye sahip.