Tom began to wonder how Mary always seemed to know where he'd been.
- Tom Mary'nin onun nerede olduğunu nasıl her zaman biliyor gibi göründüğünü merak etmeye başladı.
Tom thought Mary seemed to be gaining weight.
- Tom Mary'nin kilo alıyor gibi göründüğünü düşündü.
A girl appeared before me.
- Benim önümde bir kız göründü.
The grey man appeared in the doorway.
- Gri adam kapıda göründü.
I find her appearance attractive.
- Onun görünümünü çekici bulurum.
The story appears to be true.
- Hikâye doğru görünüyor.
It seems interesting to me.
- O bana ilginç görünüyor.
Your plan seems better than mine.
- Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
Seemingly impossible things sometimes happen.
- Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.
The world is a place of seemingly infinite complexity.
- Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.
You seem to be a little under the weather.
- Biraz keyifsiz gibi görünüyorsun.
Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
- Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.