görünüm

listen to the pronunciation of görünüm
Türkçe - İngilizce
view

Here, if the weather's good, you can get a lovely view. - Burada hava güzel olursa, güzel bir görünüm elde edebilirsin.

This room commands a fine view of the city. - Bu oda şehrin iyi bir görünümüne hakim.

outlook

The outlook remains bright. - Görünüm parlak kalıyor.

The outlook for the defense program is dismal. - Savunma programı için görünüm iç karartıcıdır.

appearance

One will be judged by one's appearance first of all. - Bir insan her şeyden önce görünümü ile değerlendirilecektir.

I find her appearance attractive. - Onun görünümünü çekici bulurum.

aspect
vista
perspective
appearance, view
prospect

The financial prospects are excellent. - Finansal görünümler mükemmel.

The financial prospects are excellent. - Mali görünümler mükemmel.

complexion
gram. aspect (of a verb)
outlook , view
sight

The end of the era of petroleum is in sight. - Ham petrol çağının sonu görünümde.

The end of the age of oil is in sight. - Ham petrolün sonu görünümde.

appearance, view; aspect
scenery
(Dilbilim) profile
(Bilgisayar) display
(Askeri) picture

We need to look at the big picture. - Genel görünüme bakmamız gerekiyor.

You need to look at the big picture. - Genel görünüme bakmalısın.

(Bilgisayar) configuration
scene
spectacle
ekonomik görünüm
(Ticaret) economic outlook
fiziksel görünüm
physical appearance
geçerli görünüm
(Bilgisayar) current view
normal görünüm
(Bilgisayar) normal view
renkli görünüm
(Bilgisayar) color view
toplu görünüm
panorama
form ve görünüm
(Bilgisayar) forms and views
geniş görünüm
panorama
grafik görünüm
(Bilgisayar) graphical view
siyasi görünüm
(Politika, Siyaset) political landscape
taslak görünüm
(Bilgisayar) draft view
Türkçe - Türkçe
Bir şeyin dıştan bakılınca görünen biçimi, görünme durumu, manzara
Görünüş
vizyon
genel görünüm
Bir yerin, bir olayın dıştan görünümü
sorulu görünüm
Soru biçimindeki bir fiilin bir başka fiilden önce gelerek zaman zarfı görevinde kullanılması
görünüm