Tom was apparently in Boston last winter.
- Tom görünüşe göre geçen kış Boston'daydı.
Tom apparently believed what Mary said.
- Tom görünüşe göre Mary'nin söylediğine inandı.
Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?
- The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?
The story appears to be true.
- Hikâye doğru görünüyor.
It seems to me that you are wrong.
- Bana öyle görünüyor ki sen hatalısın.
Your plan seems better than mine.
- Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
Seemingly impossible things sometimes happen.
- Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.
The world is a place of seemingly infinite complexity.
- Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.
Tom and Mary seem to be suited for each other.
- Tom ve Mary birbirleri için uygun görünüyorlar.
Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
- Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.