Türkçe - İngilizce
gönlü teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- gönül
- heart
I heartily support you.
-Ben seni gönülden destekliyorum.
He put all his heart and soul into it.
-O canı gönülden yaptı.
- gönlü incinmek
- (Someone's heart) be broken
- gönlü kırılmak
- (Someone's heart) be broken
- gönlü kara
- black hearts
- gönlü zengin
- Heart of the rich
- gönlü bol
- generous-hearted
- gönlü bulanmak
- to feel sick, to feel nauseated
- gönlü genç
- (Konuşma Dili) young in heart
- gönlü genç
- (Konuşma Dili) young at heart
- gönlü kalmak
- to hanker after
- gönlü olmak
- a) to be willing b) to be in love with
- gönlü razı olmamak
- not to find it in one's heart
- gönlü tok
- contented
- gözü gönlü açılmak
- to be cheered up
- gönül
- {i} feelings
- Gönül
- (isim) Heart, mind; affection, desire
- canı/gönlü çekmek
- to long (for)
- gönül
- heart; soul; feelings; mind; inclination, desire
- gönül
- soul
He put all his heart and soul into it.
-O canı gönülden yaptı.
- gönül
- heart; mind
- gönül
- inclination, desire, willingness
- gönül
- breast
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
gönlü teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- gönlü bol
- Yeterli imkânlardan yoksun olmasına karşılık cömert, eli açık davranmak isteyen
- gönlü gani
- Cömert ve gözü tok, gani gönüllü
- gönlü kara
- Başkalarının kötülüğünü isteyen
- gönlü tok
- Zorunlu ihtiyaçları karşılanınca bununla yetinen, fazla mal ve para istemeyen, müstağni
- gönlü zengin
- İmkânları ölçüsünde para ve malını esirgemeden veren
- Gönül
- can
- Gönül
- (Osmanlı Dönemi) ÇEÇEK
- Gönül
- (Osmanlı Dönemi) KALB
- gönül
- Sevgi, istek, düşünüş, anma ve hatır gibi kalpte var sayılan duygu kaynağı
- gönül
- Sevgi, istek, düşünüş, anma ve hatır gibi kalpte var sayılan duygu kaynağı: "Gönüllerin birbirine kaynaştığı o günler millî bayramlarımızdan biriydi."- O. S. Orhon. İstek, arzu
- gönül
- İstek, arzu
İlgili Terimler
gönlü
Heceleme
gön·lüResimler
Geçmiş
Favoriler