gönderme teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- sending
I stopped sending Christmas cards a few years ago.
- Üç yıl önce Noel kartları göndermeyi durdurdum.
The other colonies began sending troops to help.
- Diğer koloniler yardım etmek için asker göndermeye başladı.
- reference, direction to some source of information
- conveyance
- transmitting
- (Hukuk) transmission
- sending, transmission; dispatch; reference
- reference
He made reference to the previous director.
- O bir önceki yönetmene gönderme yaptı.
- forwarding
- sending, dispatching, transmittal
- consignment
- shipping
- sending off
- delivery
- (Bilgisayar) do not send
- send
Don't forget to send the letter.
- Mektubu göndermeyi unutma.
I'd like to send these to Japan.
- Bunları Japonya'ya göndermek istiyorum.
- (Ticaret) freight
- (Askeri) transmit
- routing
- dismissal
- submission
- rendering
- remittance
- despatch
- transportation
- cross reference
- dispatch
- allusion
The film is full of allusions to Hitchcock.
- (Nükleer Bilimler) shipment
- göndermek
- dispatch
- göndermek
- send
It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
- Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
I'd like to send these to Japan.
- Bunları Japonya'ya göndermek istiyorum.
- gönderme belgesi
- freight bill
- gönderme belgesi
- waybill, consignment list
- gönderme belgesi
- despatch note
- gönderme belgesi
- dispatch note
- gönderme hızı
- transmission speed
- gönderme sonu
- end of transmission
- gönderme yapmak
- to refer to
- gönderme yapmak
- give chapter and verse
- gönderme yapmak
- to make a reference to (some source of information)
- görüntü bölgesi kod (NYX) gönderme işlemi
- (Askeri) display area code (NYX) routing
- bir iş için gönderme
- errand
- gönder
- {f} relay
- gönder
- (Bilgisayar) submit
The teacher submitted a request for more funds.
- Öğretmen daha fazla para için talep gönderdi.
Thank you for submitting your work to this journal.
- Çalışmanızı bu dergiye gönderdiğiniz için teşekkürler.
- gönder
- {f} forward
I forwarded the schedule you sent me to Tom.
- Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- gönder
- flagpole
- göndermek
- to send; to transmit; to consign; to dispatch; to forward; to refer; to see (sb) off
- göndermek
- {f} freight
- form gönderme
- (Bilgisayar) form submission
- gönder
- (Bilgisayar) sent to
Roger Miller entered the United States Army at the age of seventeen. He was sent to an army base near Atlanta, Georgia.
- Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.
He was sent to jail for murder.
- O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.
- gönder
- (Bilgisayar) export
- gönder
- {f} shipping
We offer free shipping.
- Biz ücretsiz gönderim sunuyoruz.
The soldiers are shipping off tomorrow.
- Yarın askerler gönderiliyor.
- gönder
- (Bilgisayar) send to
I didn't send Tom any wine.
- Tom'a hiç şarap göndermedim.
Which book did you pick out to send to Anne?
- Anne'ye göndermek için hangi kitabı seçtin?
- göndermek
- dispatched
- göndermek
- turn out
- göndermek
- flash
- göndermek
- refer to
- göndermek
- deliver
- göndermek
- discharge
- göndermek
- dismiss
- göndermek
- send in
- göndermek
- get off
- göndermek
- see somebody off
- göndermek
- transmit
- göndermek
- relay
- göndermek
- return
- göndermek
- submit
- göndermek
- forward to
- göndermek
- pack off
- göndermek
- (Bilgisayar) export
- göndermek
- transmit on
- temsilci gönderme
- legation
- gönder
- send out
The captain decided to send out a scout.
- Kaptan bir keşif gemisi göndermeye karar verdi.
- gönder
- send
It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
- Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
If I could send you a marshmallow, Trang, I would.
- Eğer sana marshmallow gönderebilseydim, Trang, yapabilecektim.
- gönder
- mast
- gönder
- {f} routing
- gönder
- transmit on
- gönder
- send away
- gönder
- pack off
- gönder
- sent away
- gönder
- {f} forwarded
I forwarded the message I got from Tom to Mary.
- Tom'dan aldığım mesajı Mary'ye gönderdim.
I forwarded the schedule you sent me to Tom.
- Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
- gönder
- {f} route
- gönder
- {f} routed
- gönder
- relegate
- gönder
- {f} sent
If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies.
- Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.
The United Nations sent peacekeepers to Bosnia.
- Birleşmiş Milletler Bosna'ya arabulucular gönderdi.
- gönder
- {f} forwarding
- gönder
- forward to
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.
- gönder
- {f} sending
Instead of sending somebody on your behalf, you had better go and speak in person.
- Senin adına birini göndermek yerine, sen gitsen ve şahsen konuşsan daha iyi olur.
Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan.
- Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir.
- göndermek
- emit
- göndermek
- move on
- göndermek
- ship
- göndermek
- forward
- göndermek
- send out
- göndermek
- refer
Her doctor wants to refer her to a specialist.
- Doktoru, onu bir uzmana göndermek istiyor.
- gönder
- consign
- gönder
- sent out
He sent out the parcel the day before yesterday.
- O, koliyi evvelsi gün gönderdi.
I sent out the payment a couple of days ago.
- Ödemeyi birkaç gün önce gönderdim.
- gönderme yapmak
- refer to
- göndermek
- get sth off
- Dijital Geniş Bant Veri Gönderme Sistemi
- (Askeri) Digital Wideband Transmission System
- Dijital Video Görüntü Gönderme Sistemi
- (Askeri) Digital Video Imagery Transmission System
- basılı malzeme gönderme posta ücreti ne kadar
- What's the postage on printed matter
- bir pasaja yapılan gönderme
- chapter and verse
- bire bir gönderme
- one-to-one relation
- bunu ekspres posta ile gönderme ücreti ne kadar
- How much does it cost to send this by express
- bunu havayolu ile gönderme ücreti ne kadar
- How much does it cost to send this by airmail
- bunu özel gönderim ile gönderme ücreti ne kadar
- How much does it cost to send this by special delivery
- düğümsel olmayan görüntü gönderme
- (Askeri) display non-nodal routing
- elektronik gönderme
- (Askeri) electronic transmission
- erken simge gönderme
- (Bilgisayar) early token release
- eğitim için aktif görev; sayısal gönderme grubu tahsisi; otomatik sayısal test a
- (Askeri) active duty for training; assign digital transmission group; automatic digital tester
- eşzamanlı gönderme
- synchronous transmission
- gemi ile gönderme
- shipment
- geriye gönderme
- (Hukuk) remission
- gönder
- flagstaff
- gönder
- flagstick
- gönder
- flagpole, flagstaff
- gönder
- pole, staff; flagpole, mast; goad
- gönder
- shaft
- gönder
- pole
The children sent their Christmas lists to the North Pole with the hope that Santa would read them.
- Çocuklar Noel listelerini, Noel Baba okur umuduyla Kuzey Kutbu'na gönderdi.
- gönder
- oxgoad
- gönder
- staff
- gönder
- sent#out
- gönder
- sentaway
- gönder
- sendout
- gönder
- packoff
- gönder
- sent#away
- gönder
- sendaway
- gönder
- {f} dispatch
Your order has been dispatched.
- Siparişiniz gönderildi.
About thirty firefighters were dispatched.
- Yaklaşık otuz itfaiyeci gönderildi.
- gönder
- sentout
- göndermek
- to send, dispatch, transmit
- göndermek
- order away
- göndermek
- consign
- göndermek
- to see (someone) off
- göndermek
- conjure away
- göndermek
- relegate
- göndermek
- route
- göndermek
- send away
- göndermek
- remit
- göndermek
- send forth
- göndermek
- bundle off
- göndermek
- expedite
- göndermek
- address
Mummy, what is Santa Claus's address? I want to send him a letter.
- Anne, Noel Babanın adresi nedir? Ona bir mektup göndermek istiyorum.
- göndermek
- send off
- göndermek
- ship off
- göndermek
- to send off
- göndermek
- (Hukuk) forward, expedite, refer
- havayolu ile gönderilen mektup gönderme posta ücreti ne kadar
- What's the postage on an airmail letter
- ikili gönderme
- duplex transmission
- istek ve gönderme müddeti
- (Askeri) order and shipping time
- iç gönderme
- cross-reference
- karayolu ile gönderme
- (Ticaret) conveyance by land
- kart gönderme posta ücreti ne kadar
- What's the postage on a postcard
- kesintisiz gönderme yapan hat
- (Askeri) pulse link repeater
- koli gönderme posta ücreti ne kadar
- What's the postage on a package
- mal gönderme
- consignment
- mektup gönderme
- sending letter
- mektup gönderme posta ücreti ne kadar
- What's the postage on a letter
- merkezi kabul ve gönderme noktası
- (Askeri) centralized receiving and shipping point
- muhabere gönderme tanıtıcısı
- (Askeri) communications transmission identifier
- nakliye şirketi ile gönderme
- expressage
- nakliye şirketi ile gönderme
- express delivery
- numune gönderme
- sample shipping
- paket gönderme
- packet transmission
- para gönderme
- remittance
- paralel gönderme
- parallel transmission
- sadece gönderme için kriptolanmış
- (Askeri) encrypt for transmission only
- seri gönderme
- serial transmission
- seçenek yoldan gönderme
- (Bilgisayar,Teknik) alternate routing
- seçmek üzere gönderme
- consignment on approval
- su yolu ile gönderme
- (Ticaret) conveyance by water
- sürgüne gönderme
- deportation
- taahhütlü gönderme
- recorded delivery
- tektik telsiz komünikasyonu; ileti gönderme kodu
- (Askeri) tactical radio communication; transmission release code
- tekyönlü gönderme
- simplex transmission
- telsiz gönderme kontrolü
- (Askeri) radio transmission control
- uydu gönderme hattı
- (Askeri) up link
- vatanına gönderme
- repatriation
- özel ulakla gönderme
- express delivery