From now on, I'll only submit sensible sentences to Tatoeba.
- Tatoeba'ya şu andan itibaren yalnızca mantıklı cümleler göndereceğim.
Thank you for submitting your work to this journal.
- Çalışmanızı bu dergiye gönderdiğiniz için teşekkürler.
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
I forwarded the schedule you sent me to Tom.
- Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
The record was sent to the ministry.
- Dosya bakanlığa gönderildi.
He was sent to jail for murder.
- O, cinayet nedeniyle hapse gönderildi.
The soldiers are shipping off tomorrow.
- Yarın askerler gönderiliyor.
We offer free shipping.
- Biz ücretsiz gönderim sunuyoruz.
I would appreciate any information you can send to us.
- Bize gönderebileceğin bir bilgiyi takdir ederim.
I didn't send Tom any wine.
- Tom'a hiç şarap göndermedim.
The captain decided to send out a scout.
- Kaptan bir keşif gemisi göndermeye karar verdi.
If I could send you a marshmallow, Trang, I would.
- Eğer sana marshmallow gönderebilseydim, Trang, yapabilecektim.
It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day.
- Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.
I forwarded the message I got from Tom to Mary.
- Tom'dan aldığım mesajı Mary'ye gönderdim.
I forwarded the schedule you sent me to Tom.
- Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim.
Roger Miller entered the United States Army at the age of seventeen. He was sent to an army base near Atlanta, Georgia.
- Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.
The United Nations sent peacekeepers to Bosnia.
- Birleşmiş Milletler Bosna'ya arabulucular gönderdi.
Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.
- Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.
Instead of sending somebody on your behalf, you had better go and speak in person.
- Senin adına birini göndermek yerine, sen gitsen ve şahsen konuşsan daha iyi olur.
Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan.
- Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir.
He sent out the parcel the day before yesterday.
- O, koliyi evvelsi gün gönderdi.
The princess was sent out to the lake to be fed to the dragon.
- Prenses, ejderhanın beslenmesi için göle gönderildi.
The children sent their Christmas lists to the North Pole with the hope that Santa would read them.
- Çocuklar Noel listelerini, Noel Baba okur umuduyla Kuzey Kutbu'na gönderdi.
Your order has been dispatched.
- Siparişiniz gönderildi.
About thirty firefighters were dispatched.
- Yaklaşık otuz itfaiyeci gönderildi.