Tom says that he wants to be buried here.
- Tom burada gömülmek istediğini söylüyor.
When I die, I want to be buried next to her.
- Öldüğümde onun yanına gömülmek istiyorum.
Tom wanted to be buried beside his dogs.
- Tom köpeklerinin yanına gömülmek istiyordu.
When I die, I want to be buried here.
- Ben öldüğüm zaman buraya gömülmek istiyorum.
Muslims bury their dead in graves.
- Müslümanlar ölülerini mezarlara gömerler.
Fadil was buried in an unmarked grave.
- Fadıl, işaretsiz bir mezara gömüldü.
They're fighting fiercely now but I assure you they'll bury the hatchet before long.
- Onlar şimdi şiddetle mücadele ediyorlar fakat çok uzun zaman geçmeden önce savaş baltasını gömeceklerine sizi temin ederim.
At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
- Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
Her ashes are interred here.
- Onun külleri burada gömülüdür.
The dog was busy burying his bone in the garden.
- Köpek, kemiğini bahçeye gömmekle meşguldü.
She's burying her money in the sand.
- Parasını kuma gömüyor.
How can I embed the debt clock on my Web site?
- Borç saatini web siteme nasıl gömebilirim?
J.F. Kennedy was buried in Arlington Cemetery.
- J. F. Kennedy Arlington mezarlığına gömüldü.
To make a long story short, we buried the hatchet.
- Uzun lafın kısası savaş baltasını gömdük.