His ashes are buried here.
- Onun külleri burada gömülüdür.
Tom is buried in Boston.
- Tom Boston'da gömülüdür.
Mary laid on her bed, crying with her face buried into her pillow.
- Mary yatağına uzandı, yüzü yastığına gömülü şekilde ağladı.
I wonder who's buried in that tomb.
- O mezarda kimin gömülü olduğunu merak ediyorum.