She has small breasts, but I don't mind.
- Onun küçük göğüsleri var ama umursamıyorum.
Tom didn't mind that Mary had small breasts.
- Tom, Mary'in küçük göğüsleri olmasına aldırış etmedi.
He was suddenly struck with chest pain.
- Aniden göğüs ağrısı ile vuruldu.
Inside the chest, there are the heart and the lungs.
- Göğüs içinde, kalp ve akciğerler vardır.
Your boobs are excellent. I would like to put my face in them.
- Senin göğüslerin mükemmel. Onlara yüzümü koymak isterim.
I thought her boobs were bigger.
- Onun göğüslerinin daha büyük olduğunu sanıyordum.
The department of thoracic medicine has trained many doctors, nurses and scientists.
The blonde girl has a really nice cleavage.
- Sarışın kızın gerçekten güzel bir göğüs dekoltesi var.
Tom, are you looking at my boobs?
- Tom, sen benim göğüslerime mi bakıyorsun?
I thought her boobs were bigger.
- Onun göğüslerinin daha büyük olduğunu sanıyordum.