O, daha ileriye yürüyemedi.
- He could not walk any further.
Daha ileri yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
- I'm too tired to walk any further.
O, beni daha fazla sorumluluktan kurtarıyor.
- That absolves me from further responsibility.
Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
- We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
Daha ileri yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
- I'm too tired to walk any further.
O benden daha ileriye yüzebilir.
- She can swim further than I can.
Daha çok bilgi için ofise başvurun.
- Apply to the office for further details.
Onun yeni işi onu ailesinden daha çok ayırıyor.
- His new job further separates him from his family.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
- We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
Tom daha da ileri gitmek istemedi.
- Tom didn't want to go any further.
Daha da ileri gitmek zorunda olduğumuzu sanmıyorum.
- I don't think we have to go any further.
Söyleyecek başka bir şeyin var mı?
- Do you have anything further to say?
Başka bir talimata kadar sessiz kalacaksın.
- You will remain silent until further instructed.
Başka sorularınız var mı?
- Do you have any further questions?
Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.
- We need to avoid any further delays.
Tom daha uzağa gitmedi.
- Tom didn't get any further.
Ayrıca şirket bilgisi oturumundan sonra bile biz bazen şirket turları düzenleriz.
- Furthermore, even after the company information session, we sometimes hold company tours.
Ayrıca nasıl dans edileceğini bilmiyorum.
- Furthermore, I don't know how to dance.
O sadece biraz daha uzak.
- It's just a little further.
Okulumuz istasyondan daha uzaktır.
- Our school is further away than the station.
Onun yeni işi onu ailesinden daha çok ayırıyor.
- His new job further separates him from his family.
O, kariyerini ilerletmek için Pekin'e gitmek istiyor.
- She wants to go to Beijing to further her career.
Further, affiant sayeth naught. (A formal statement ending a deposition or affidavit, immediately preceding the affiant's signature.).
Further, besides sensible things and Forms he says there are the objects of mathematics, which occupy an intermediate position,.
Further the economy.
Washington DC is further from Europe than New York.