frustrated

listen to the pronunciation of frustrated
İngilizce - Türkçe
{s} hayal kırıklığına uğramış
bosa çıkan
hüsrandan ileri gelen
ket vurulmuş
hüsran dolu
boşa çıkan
kösteklenmiş
set çekilmiş
ümitleri suya düşmüş

Kendimi hiç ümitleri suya düşmüş hissetmiyorum. - I don't feel frustrated at all.

hüsranı yansıtan
boşa çıkmış
hüsrana uğramak
{f} boşa çıkar

Kötü hava planlarımızı boşa çıkardı. - The bad weather frustrated our plans.

{s} hüsranı
{s} hakkı yenmiş
{s} boşuna didinmiş
{s} amacına ulaşamamış
{s} yılmış
{s} engellenmiş
istekleri gerçekleşmemiş
sinirli
umarsız
frustrated poet
sınırlı şair
frustrated.
hayal kırıklığına uğradım
frustrated cargo
(Askeri) iptal edilmiş yük
frustrated cargo
(Askeri) gönderilmeyen yük
frustrated cargo
(Askeri) GÖNDERİLEMEYEN YÜK: Karşı tarafça alınmadan evvel yolda sevkiyatı durdurulan ikmal maddeleri ve/veya teçhizattır. Bu nedenle yeni gönderme talimatları sağlanmalıdır. Bak. "frustrated freight"
frustrated freight
(Askeri) GÖNDERİLEMEYEN YÜK, İPTAL EDİLMİŞ YÜK: İstekte bulunan makama gönderilmek üzere yolda iken, bu makam tarafından teslim alınmadan, herhangi bir sebeple durdurulan ve muhafazası yeniden ikmali yapan makama intikal eden ikmal maddeleri ve malzeme sevkiyatı. Buna (frustrated cargo) da denir
frustrated freight
(Askeri) gönderilmeyen yük
frustrated freight
(Askeri) iptal edilmiş yük
frustrate
hayal kırıklığına uğratmak
frustrate
boşa çıkarmak
frustrate
kösteklemek
frustrate
{f} işini bozmak
frustrate
sinirlerini bozmak
frustrate
ket vurmak
frustrate
{f} yıldırmak
frustrate
engellemek
disgruntled
canı sıkılmış
frustrate
set çekmek
frustrate
(Kanun) mani olmak
frustrate
{f} önlemek
frustrate
engel olmak
disgruntled
ters huylu
disgruntled
düş kırıklığına uğramış
disgruntled
bozulmuş
disgruntled
(at/with ile) üzgün
frustrate
bozmak
frustrate
hüsrana uğratmak
frustrate
düş kırıklığına uğratmak
frustrate
boşa çıkar

Kötü hava planlarımızı boşa çıkardı. - The bad weather frustrated our plans.

Tom gizlice Mary'nin planlarını boşa çıkarma girişiminde bulundu. - Tom secretly attempted to frustrate Mary's plans.

be frustrated
hayallerin suya düşmesi
be frustrated
sınırlı olmak
condition of being frustrated
durumu sınırlı olma
get frustrated
Hayal kırıklığına uğramak
disgruntled
{s} şikâyetçi
disgruntled
huzursuz
disgruntled
{s} hoşnutsuz, canı sıkkın
disgruntled
{s} hoşnutsuz

Tom hoşnutsuz görünüyor. - Tom looks disgruntled.

Tom biraz hoşnutsuzdu. - Tom was a little disgruntled.

disgruntled
{s} huysuz
disgruntled
{s} kırgın

Bir kırgın işçinin bombayı koyan kişi olduğunu düşünüyoruz. - We think a disgruntled employee was the one who planted the bomb.

İngilizce - İngilizce
Simple past tense and past participle of frustrate
suffering from frustration; dissatisfied, agitated, and/or discontent because one is unable to perform an action or fulfill a desire
foiled, stopped, disappointed
disappointingly unsuccessful; "disappointed expectations and thwarted ambitions"; "their foiled attempt to capture Calais"; "many frustrated poets end as pipe-smoking teachers"; "his best efforts were thwarted"
{s} aggravated; disappointed, discouraged
frustrated poet
poet who writes for his own pleasure not for publishing purposes
frustrate
To hinder

My clumsy fingers frustrate my typing efforts.

frustrate
To cause stress or panic

This test frustrates me because if I fail, it'll destroy my grade.

frustrate
To disappoint or defeat

It frustrates me to do all this work and then lose it all.

frustrate
vain; ineffectual; useless; nugatory
frustrated.
disgruntled
frustrate
If someone or something frustrates a plan or attempt to do something, they prevent it from succeeding. The government has deliberately frustrated his efforts to gain work permits for his foreign staff. her frustrated attempt to become governor
frustrate
Vain; ineffectual; useless; unprofitable; null; voil; nugatory; of no effect
frustrate
{v} to disappoint, balk, defeat, make
frustrate
If something frustrates you, it upsets or angers you because you are unable to do anything about the problems it creates. These questions frustrated me Doesn't it frustrate you that audiences in the theatre are so restricted? + frustrated frus·trat·ed Roberta felt frustrated and angry. voters who are frustrated with the council. + frustration frustrations frus·tra·tion The results show the level of frustration among hospital doctors. a man fed up with the frustrations of everyday life
frustrate
{f} foil, thwart; disappoint; make frustrated; defeat; baffle, confound
frustrate
treat cruelly; "The children tormented the stuttering teacher"
frustrate
To bring to nothing; to prevent from attaining a purpose; to disappoint; to defeat; to baffle; as, to frustrate a plan, design, or attempt; to frustrate the will or purpose
frustrate
hinder or prevent (the efforts, plans, or desires) of; "What ultimately frustrated every challenger was Ruth's amazing September surge"; "foil your opponent"
frustrate
To make null; to nullifly; to render invalid or of no effect; as, to frustrate a conveyance or deed
frustrated