O çok tutumlu ama cimri değil.
- He is very frugal, but not stingy.
Tom parası ile çok tutumluydu.
- Tom was very frugal with his money.
Tutumlu olmakla ucuz olmak arasında ince bir çizgi vardır.
- There's a fine line between being frugal and being cheap.
Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
- Tom is making spare parts in a car factory.
Bu araba için yedek parça alamam.
- I can not buy spare parts for this car.
Onu boş vaktimde yapabileceğimi düşünüyorum.
- I think I can do it in my spare time.
Boş zamanında ne yaparsın?
- What do you do in your spare time?